Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sooner adv. | daha çabuk | ||
Girls walk sooner than boys. Kızlar erkeklerden daha çabuk yürürler. More Sentences |
||||
General | sooner adv. | çabuk | ||
The sooner Zimbabwe is rid of them the better for that wonderful country and the better for its people. Zimbabve onlardan ne kadar çabuk kurtulursa, bu harika ülke ve halkı için o kadar iyi olur. More Sentences |
||||
General | sooner adv. | daha önce/erken | ||
You will receive a mail from us within a month, if not sooner. Bir ay veya daha kısa bir süre içinde bizden bir posta alacaksınız. More Sentences |
||||
General | sooner adv. | daha olası | ||
General | sooner adv. | daha kolay bir şekilde | ||
General | sooner adv. | daha ihtimal dahilinde | ||
Slang | ||||
Slang | sooner n. | (birleşik devletler'in batısında) aileden kalan müstakil eve yerleşen kimse | ||
Slang | sooner n. | oklahomalı kimse | ||
Slang | sooner n. | oklahoma yerlisi | ||
Slang | sooner n. | oklahoma sakini | ||
Slang | sooner n. | (birleşik devletler'in batısında) miras kalmış evde oturan kimse |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrases | ||
Phrases | the sooner the better expr. | ne kadar erken o kadar iyi |
Colloquial | ||
Colloquial | sooner the better expr. | ne kadar erken olursa o kadar iyi olur |
Speaking | ||
Speaking | the sooner you start treatment the better the outcome expr. | tedaviye ne kadar erken başlarsan sonucu o kadar iyi olur |